Sayfalar

4 Ocak 2015 Pazar

Ateşliydi yılbaşı...

Herkesin basina ördügüm sapka ve berelerle
"elim üzerinizde" diyorum.
Yeni yıla her zamanki gibi Almanya'da kardeşlerle geçirmek üzere yılbaşı arefesi yola çıktık. Hava karlı ve çetin, yollar uzun ve kaygandı. Yalan yok hafif bi tırstım tabi.. Oğlanlarda ehliyet aldı ya, onlardan bana düşmedi tabi araç kullanmak. Tecrübesiz olduklarını falan düşündüm, uyuyamadım bile, sanki bir fren pedalıda benim ayağımın altında vardı.. Neyseki bu uzun yolculukta kanıtladılar kendilerini. Vardık sağ salim. Aileye giren en küçük bireyimiz, minikimiz Mila'yı kokladım. Sonra hep birlikte Abimlere gittik. Eskiden çocuklarımız küçüktü, ama şimdi koca koca insanlar oldu.. Sığışmak artık biraz zor oluyor, ama sığışıyoruz işte.. Çünkü yürekler büyük. Yılbaşı ne yesek diye baya kafa patlattık.. Hindiden vazgeçtik. Hem çok uğraşmak istemiyoruz, hem güzel olsun istiyoruz. Ben buradan çeşitli peynirler götürdüm, peynir tabağı yapcaz güya. Çeşit o kadar çoktu ki, yüzüne bakan olmadı. Dahada peynir götürmem:) götürdüklerimide geri getirdim zaten:) neyse yedik içtik. Hediyelerimizi alıştık veriştik.. Tombala klasiği. 1 kez ben kazandım:) Tabu oynamaya vakit bulamadık. Herkes kendi yöresinin oyununu oynayacağını zaten önceden şart koşmuştum. Yarım yamalak hazırlanmış millet.. Ege'den girdik, Karadeniz'den taaa Artvin'e çıktık. Aslında güzel güzel giderken çok üzücü bir şey yaşadık. Saat 23.30 gibi havai fişekler tek tük atılmaya başlandı dışarda. Hiç sevmem. İşte biz içerde böyle güle oynaya vakit geçirirken, Murat, Mila'yı kucağında uyutmaya çalışırken pencereden dişarı baktığında karşı binanın balkonuna bir ateş sıçradığını görmüş. Bir süre itfaiyede staj yapan yeğenim hemen itfaiyeyi aradı.. Dişarda "feuer" diye bağıranlar vardı, alarm sirenleri çalıyordu. Biz hepimiz balkonlarda, pencerelerde.. O yangın o kış günü 10 dakikada nasıl büyüdü hayret ettim.. En üzücü olanıda, içerde kalanlar sağır ve dilsiz Türkiyeli bir aileymiş. Elbette üzücü olan kısmı sağır ve dilsiz olmaları, milliyeti değil.. Onların evi karanlıktı, uyumuşlar mıydı yoksa evde yoklar mıydı bilmiyoruz. Bi ara yatak odalarının penceresinden ışık görmştüm. Yani o bağrışları ve sirenleri asla duyamazlardı. Onlarca itfaiye, ambulans, polis geldi.. Saat tam 24'e geliyor. Havai fişekler dahada çoğaldı. Savaş alanı gibi ortalık. Balkon penceresi patladı, yangın içeriye girdi.. Neredeyse 2 saatimiz böyle geçti.. Itfaiye içerden söndürdü yangini.. Ölen ve yaralanan yoktu. Insanlar güvenli bir yere yerleştirildiğini öğrendik o bölgenin Facebook sayfasından. Böyle ateşli başladı bizim yılbaşı. Ertesi gün kapkara bir daire karşımızda duruyordu. 

1 Ocak zaten boş bir gün gibi gelir bana.. Koltuklarda mayışarak geçti. Yürümek isteten yürüyüşe gitti, mayışmak isteyen mayıştı.  Ikinci gün Wuppertal'e gittik, çok eski bir dostumuzu 20 yıl sonra görmek ilginçti. Insan olarak aynı kalmak ne güzel bir şey, dedirtti bana.

Başkada bir şey yapmadık. Bulaşık makinası sürekli çalışıyordu.. Yemeye içmeye sadece uyurken ara veriyorduk, demiş Murat.. Hakkaten öyle, habire bi tıkınma hali. Kur sofrayı, kaldır sofrayı şeklinde. Herkes kilo almış.. Biz kadınlar çıkmıyoruz bile tartıya, cıkmıycazda dedik. 

Tatiller bitti, herkes evine döndü. Eve geldiğimde postada Kokobella'dan bir kart, balkonda Boncuk beni bekliyordu. Benim gönderdiğim kartlarda umarım adreslerine ulaşmıştır. 

Yarın iş, okul ve gerçek yaşamla mücadele kaldığı yerden devam edecek. Güzel bir yıl dilesem, evren kıçıyla güler mi acaba? Ben yinede isteyim, dileyim.. 


gece 12 ye dogru
Ertesi gün, kara bir balkon.

Ege'den Harmandali oynarken..

Türküler susmaz, Halaylar sürer derken biz.. Yalniz Deniz baya bi ucmus..

Simsir kasik olmazsa demir kasiklaada oynariz icabinda..

3 yorum:

  1. öfffff çok güldüm hallerinize :)... Ibo ne o hal :) sanki biri canını acıtmış :) halay cekerken ne o telasın, ya da horon :)... Ayyyyhhhh seviyorum sizi :) Ohhhh cok da güzel olmus :)...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte biz buyuz, hepimiz bir alemiz, ama yinede biziz. Biz seviyoruz bizi;)

      Sil