Sayfalar

21 Ağustos 2016 Pazar

Perşembe Gadınları Tadilde 1)

Günledir içimde gığıl gığıl gurtlar dolaşıyo. Sankı içimi kemirip yok edecek gibi, böne canım çıkıverecek gibi oluyom. Bunna bana yetmezmiş gibi bide şu Perşembe gadınlarınndan Esme gadın va. Cana imana yetiyo. Nerden baksan 20 yıllık bi geçmişimiz va. Her Perşembe mevlide gide gibi gitdik, şurubumuzu içdik, daldan doruktan, baldan budaktan gonuşduk. Birimizin derdi öbürünün derdi oldu. Yeri geldi Van'daki zelzelede galan çocukla üçün ilmek ilmek ördük. Yeri geldi Endonezyamı deyolla, ne deyolla bi ülke varımış, hiç gömedim emme duyduydum. Ordada zelzele ve tusunami dedikleri şey olduydu 2004 te. Teee o zamanlara dayanır bizim bu arkadaşlığımız Perşembe gadınlarıyla. Hatta bu yaşanan tusunami üçün bazar gurduyduk. Çocuklarımızın yeni galmış oyacaklanı satıp, gelirimizi uniceff denilen bir guruluşa havale ettiydik. Emme ulaştı, emme ulaşmadı. Van'daki çocuklara ulaştığını biliyoz, fotoğrafları  gördüydüm. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz üçün dedik hep. Hinci nodunda böne odu? Ne aklım yetiyo ne sırrım? Nazar değdi bu Perşembe gadınlarına desem değil! Perşembenin gelişi Çarşamba'dan belli olu derle ye, tamda öne oldu. 

Şimdi kim bu Perşembe gadınları? 
Bunla 3 kadın. Ben Selme. Hep dinneyen, anlayan, yani annamaya çalışan, yazan. Esme, çok konuşan, karşısındakini hiç dinlemeyen. yardımı çok seven, ama bundan beslenen, hamani pohpohlanmak isteyen biri. Bide Akkadın var. Adı üstünde gibi. Neyse o. Bilgili, algılı. Akkadın deyince günümüz partisinin sembolü gibi oldu. Hiç alakası yok. Hatta tam tersi desem yeri varda, ama gonumuz o değil. Neyse gonuyu dağatmayam. 

Biz bu üç gadın, yani Esme kadın, Akkadın ve ben Selme, tadile gidem dedik.. Demez olaydık. Insan birbirini tatilde tanırmış ye, eyyelim doğru. 

Yazmasam omaz. Bak nele nele oldu?

10 günceğez. Saylı gün çabık geçe derle. Hiç öne değilmiş. 

Sonyaz, yani güzün gidem dedik. Hem sıcak omaz, hem galabalık omaz ırahat ederiz dedik. Meğersem ırahatlık insanın içindeymiş. Irahat değilsen, cennete gitsen ne fayda? Habire lafın birini go öbürüne geçerim. Irahatmetli anam, laf laf aça, laf göt aça, derdi. Öyle olacak menemme? (Herhalde) 

O gün geldi çattı. Güçcük bi bavıl hazılladım. Uçağınan gidecez hani. Sabahın köründe Havaalanında buluştuk üçümüz. Akkadın'da ayni ben gibi bi bavıl hazıllamış. Esme kadının bi elinde güçcük, bi elinde gocaman bi bavıl va. Temelli gidiyon heralda deyverecek olduk. Işte tamda orda başlamış bizim yaşayacağımız sorun yumağı. Ama bilemedik? 

Şu güçcük bavılı kendim üçün hazılladım, şu büyüğüde bavılla birlikte bi Suriyeli sığınmacılara verecem, dedi Esme. İçimden ne güzel düşünmüş, dedim. Yalınız, Akkadın herzamanki tavrı ile, o bavulu taşıman gerekmiyor, Suriyeli mültecile burdada va, onlarada verebilirdin, dedi. Buna bi sinillendi Esme kadın, yüzü gözü buruştu, emme bozuntuya vemedi. 
Şöyle bi düşündüm kendi kendime. Hani herkesi annama derdim va ye? Önce, Esme'yi anladım, takdir etdim. Sona, Akkadının dediğide aklıma yattı. Bi tadil köyünde plajda, teknede, şorda burda keyif yapakan, yüzeken, gördüğün bi Suriyeliye veya benzeyene, sudan çıkmış, üzerinden şıpır şıpır sula akarken mi verecen bu bavılı be gadın?  Tadilimi yapıyom emme hayrırmıda yapıyom deye düşünüyo herhal. Dedim ye, hep yaptığı iyiliği göstermek iste, alkış iste.  Eferim delisi gı. Sağ elin vediğini sol el duymaz, deye öğrendik biz. Neyse garışmayam, öne ırahat edecekse, öne osun dedim. Daha yolun başındayız. Gözel bi tadil osun istiyom. 
Bindik uçağa, Zürihten İstanbul'a, İstanbu'ldan Dalaman'a uçacaz. Yol uzun, memleket şartları çetin.. Tayfun Talipoğlu'nun gulakları çınlasın:) Yazı uzun olmasın, yaşanla pek çetin oldu. Onun uçun bi dahaki sefere yazarım nele nele oldu? Tabi marak ediyorsanız?
Yoğusam cingan gelini gibi kendim çala kendim oynarım. 
Hadi galın sağlıcağınan.. 

PS. Mudurnu şivesi ile yazılmıştır. Seviyorum bu şive ile yazmayı. Yazdiklarım yaşadıklarımdan alıntılar. Biraz eksik biraz fazla. Bu Perşembe Kadınları İsviçre'de yaşar, biri Türkiye asılllı alman vatandaşı Selme, yani ben,  biri Alman asıllı İsviçre vatandaşı Esme, diğeri İtalyan asıllı isviçreli Akkadın. Bu isimleri, bu yazı dizisi için, bizim asıl isimlerinizin baş harfi ile ben taktım. 


Her sey güzeldide, bos kalan sandalyeler gibiydi iste..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder